Şimdi! 40.yaşım bitti 41’e doğru yol alıyorum. Düşünüyorum da.. Zor!! Evet benim hayatımda her şey zorlukla oldu.
Öğretmen olmak istedim önce öğretmen lisesini kazandım. Göndermediler. O zaman lise bitince avukat olurum dedim. Lise bittiğinde mesleğim olsun diye Ticaret lisesine yazıldım. Herkes muhasebe bölümünü bitirince kazanamazsın, zor dedi. Stajımı yaparken bir şeyler öğrenmek için de deli gibi çalıştım. Kazanamazsam B planım olsun diye.. Sonra başardım. Tek başıma çalışarak hukuk kazandım…. Göndermediler.
Ailem taşındığımız küçük şehirde evlenmemi istedi. Evlenmedim. Laf dinlemiyor, asi bu kız dediler. Önce küstüm sonra öfkelendim, “öğrenim hayatım bitti dedim”. İstanbul’a geri döndüğümüzde o zamanki müdürüm ‘Hayat senin hayatın, göndermiyorlarsa AÖF oku” dedi. Başardım. Yılmadım belki istediğim meslek olmadı ama burada da böyle kalmamalıyım. Zirveye çıkmalıyım diye düşündüm. Mali müşavirlik ruhsatımı aldım. Ve mesleğimle ilgili daha bir çok sınava girdim.
Ama yine babamın gözüne giremedim. Ne gerek vardı? Çocuğunla ilgilenemedin. Maaşın mı arttı sanki? dedi. Etrafımdaki herkes “O ben bildim bileli okuyor, bitiremedi” deyip alay eder oldu. Kimseyi dinlemedim.
Evlendikten sonra bir ara iflas ettik. Bu süreçte en düşük maliyetle nasıl toparlanırız diye sorarken teşvikleri araştırmaya başladım. Öğrendiklerimi eşe dosta da anlatayım onlarda faydalansın derken bir baktım devlet teşvikleri uzmanı olmuşum.
Yıllarca biriken merak, bilgi, birikim bugünlerin kapısını açtı. Hayat öyle veya böyle beni yine istediğim noktaya taşıdı. Kızıma zaman ayıramıyorum deyip çalıştığım özel şirketten istifa ettiğimde hiç müşterim yoktu. Eşimden para almaya alışkın olmayan ben boş kalmayım diye MEB’e ve Halk Eğitim’e sözleşmeli öğretmenlik için başvurdum. Olumlu cevap geldi 😊Öğretmenlik yapmaya başladım. Sonra öğrencilerime iş ilanları paylaşmak için kurduğum sayfa büyüdü. Gereksiz dedikleri bilgiler insanlara ışık oldu. Bu arada Bilirkişilik başta olmak üzere adli muhasebe konusunda da eğitimler aldım. Seminerler vermeye başladım. Pandemi süreciyle birlikte canlı yayınlarla da bildiklerimi, deneyimlerimi meslektaşlarımla paylaşmaya başladım.
Çocuk, eş,iş,eğitim.. derken kendimi unuttuğumu fark ettim. Bu konuda uzman olan herkes bana önce “kendini sevmeyi öğren” diyordu. Kendini sevmek ne demekti? İşte The Wopo sayfasıyla bu sayede tanıştım. Gördüm ki yaşadıklarımı bir tek ben yaşamıyorum. Hayat bana bir şeyler öğretmek istiyor. 2 ay önce Piraye Erdoğan’ın #seyir kitabı İle tanıştım. Beni adeta yeniden topladı,toparladı. Kendini sevmek şuymuş: En sevdiğine nasıl davranıyorsan onun için ne istiyorsan kendine öyle davranmak.. Yaptıklarını, kendini yargılamamak ve affetmek. Geçmişe, geleceğe değil şimdiye odaklanmak.. Kendinin en iyi versiyonu olmak.
Şimdi… Saçımı başıma, bedenime daha iyi bakmaya başladım. Aynaya baktığımda gözleri parlayan bir kadın görüyorum artık.. Sağlık, ölüm dışında hiç bir şeyden korkmayan…
Ha bu arada; bir aralar dudak büken, eleştiren, gereksiz bulanlar, babam da dahil olmak üzere yaptıklarımı takip ediyor ☺️🙏 Mali konularda hiç çekinmeden soru sorabilirsiniz kız kardeşlerim… En umutsuz zamanlarımda UMUT oldunuz bana 🤲 Her biriniz için elimden ne gelirse her zaman yanınızdayım.