Olduğum gibi iyiyim. ”Yirmi bir yaşımdayım ve bu cümlenin ne kadar önemli olduğunu fark ediyorum şu günlerde. Kendimi yetersiz hissettiğim her olayda düzeltmek için hep daha iyisini yapmaya zorladım hem zihnimi hem bedenimi. Biliyorum sen de bunu yaptın. Çok çalıştığın sınava regl ağrısından kıvranmana rağmen girdin. Bütün gece anne ve baban kavga etti sokak inledi sesten ama sen sabah 8:30 dersine sıfır uykuyla gittin. Sevdiğin adamdan ayrıldın akşam mesaiye kaldın, gözyaşların içine aktı. Yine de o günü bitirdin. Yine de içinde ben “yetişemiyorum olmuyor işte yetersizim” düşünceleriyle savaştın. Aslında büyük bir şey başarmıştın ama göremedin. Hatırla o zamanları hadi…Senin suçun değildi çünkü öyle hissettirdiler. Bunlar senin sorumluluğundu herkesin yapacağı basit sorumluluklar… Sen hep daha fazlasını daha iyi bir şekilde yapmak için şartlandırdın kendini. Sonra büyüdün…
Lütfen bugün kontrol edemediğin hiçbir şey için kendinizi yetersiz hissetme. Çünkü her şeyi kontrol edemiyorsun. Sen verdikçe onlar daha fazlasını istiyor. Sen ise olduğun gibi iyi ve yeterlisin. Hata yapmak bence eksiklik değil. Bir şeyleri eksik ya da hatalı yapmak benim başarısız olduğumu değil sadece insan olduğumu gösterir. (Bunu alışkanlık haline getirmediğim sürece tabi ki.) Birileri senin üzerinden egosunu tatmin edecek diye kendini başarısız görmemelisin.
Sırf senin “büyüğün””üstün” olduğu için kimsenin sınırlarını ihlal etmesine izin verme. Çünkü sen taviz verdikçe devamı maalesef ki artarak gelecek ve yine üzülerek söylemeliyim ki aynı çocukluğunda olduğu gibi “sorumluluğun”diyecekler sana. Ordan vurmaya çalışacaklar seni. Yapmak zorundasın çünkü adı “sorumluluk”. Sana böyle hissettiren insanlar için kendinden daha fazla vermek zorunda da değilsin. Çünkü senin açığını bulmak için kendini kodlamış bu insanlar ne yaparsan yap bir şey bulacak (bulduğunu zannedecek)ve her koşulda senin sınırlarını zorlayacak. Ben işim gereği insanları çok fazla gözlemleyebiliyorum. Bana sorun çıkartacak insanları bir bakışıyla anlıyorum ya da bana yapılan haksızlıkları, kasıtlı baskıları çabuk fark ediyorum. Bu tarz insanlara da asla yetemiyorum. Çünkü sizden hep daha fazlasını istiyorlar. Siz ise onların istek ve ihtiyaçlarını karşılayamadığınızı düşünüp hep daha iyisi için çabalıyorsunuz….Hayır! Bu döngüden çıkmalıyız artık !
Acılarınız ,duygularınız,travmalarınız ve hayatınız “herkesin problemi var bir tek senin değil” gibi soğuk bir cümleyle geçiştirilecek değerler değil.Duygularınızı yaşamanıza engel olan her yerden uzaklaşın.Fedakarlıklarınızın ve çabanızın görmezden gelindiği her yer ve herkesten çok daha fazlasını hak ediyorsunuz.Hiçbir şeye sahip olmamanız böyle bir yerde olmanızdan çok daha iyidir.Unutmayın bizler ilkokulda çantamızı akşamdan hazırlayıp ,fotokopi ödevlerimizi zarf dosyamıza özenle koyan sorumluluk sahibi çocuklarız.Yani onların yersiz eleştirileri,talepleri, hatırlatmaları ,dürtmeleri olmadan da her şeyi yapabiliriz,yapıyoruz da.Çünkü biz kendimizi böyle yetiştirdik.Ki ilkokulda ödevlerimizi kontrol ederken bize yıldız veren bir Nurten öğretmenimiz vardı şimdi maalesef ne yıldızlarımız ne de bize “aferin “ diyen bir Nurten öğretmenimiz yok.
Biliyorum
Yaşadım,yaşadık,yaşıyorum,yaşıyoruz kimimiz iş yerimizde ,kimimiz ailemizle ,kimimiz arkadaşlarımızla ,kimimiz partnerimizle….
Sakın unutmayın biz; “Olduğumuz gibi iyiyiz”.