Kendimize yaptığımız haksızlığı görmedikçe, benzer durumlar olacak – İsimsiz

Anasayfa » Projects » Kendimize yaptığımız haksızlığı görmedikçe, benzer durumlar olacak – İsimsiz
Kendimize yaptığımız haksızlığı görmedikçe, benzer durumlar olacak – İsimsiz

Hep ayaklarımın üzerinde durmak vardı içimde. Özenle ve ince düşünceli yetiştirildim. Saygısızlığa cocukken de tahammul edemezdim, arkadaşlarıyla dalga geçen, ve ya annesine oyuncak alması için tutturan çocukları anlamazdım, kızardım.

Ben olmak demek ayaklarım üzerinde olmak demek,şehirde de doğada da. Bu öyle birşey ki 25 yaşındayım, hala “yapmak zorundayım” hissi. Bir kaç kez bu yolda cuvalladım. Farklı bı şehire gittim hayat kurmak için, okul kazandım dedim aileye çünkü başka türlü gidemeyecektim.

Ailemin karşıladığı giderleri de onlara borç bildim. Orada iş bulamadım. Üstüne kendini acındıran müthiş bir yalancıyla tanıştım. İçime baştan hiç sinmeyen, o yokken rahatladığım biri.

Bazı olaylar oldu. Ailem de öğrendi onu. Yalan söylediğini anlamıştı ailem. Ben de doğru söylediğini, ya da en azından yalanı ortaya çıkmadan onlar istiyor diye ondan ayrılmayacagimi aileme söyledim.

Onlar çok alındı. Ayrılsam yalanlarının doğru olma ihtimaliyle vicdan azabı çekecektim. Sonra bu kişi beni aldattı. Hayatımdan çıkması tanrının eliymiş meğer. Tabi bu arada benim kendime olan saygım, ailemin bana güveni gitti.

Kendi sınırlarımı koruyamadığımı, merhametimin ayni zamanda zaafım olduğu gerçeğiyle yüzleştim. Her sabah sindiremediğim duygularla uyandım, koştum koştum koştum. Koşudan sonra umrumda olan dinlenmek, serinlemek, su içmek gibi şeyler oldu, onu düşünmeye enerjim kalmıyordu.

Bu bana çok iyi geldi. 3 kat hızlı atlatmisimdir bu süreci koşarak. Asker olmak için koşuyordum aslında. Hayatıma su anki erkek arkadaşım girdi , onunla çok iyiydik. Ama ben askerlikle kendisi arasinda seçim yapmamı istedi, onu seçtim…

Kazanmışken, bıraktım. Sonra mutlu olmadım, onun da ters bir kaç davranışını görüp ona çok öfke duydum, olmuyor kızlar. Hayalimiz her şey demek. Kimseye tutunmamalı, boşluğa bırakmaya cesaretimiz olmalı. Kendimiz olmadıkça sınanacağız bununla.

Kendimize yaptığımız haksızlığı görmedikçe, benzer durumlar olacak, bu sefer vermek için sınavımızı.

İşsizdim, erkek arkadaşim yüzünden mesleği bıraktığım bilinmesin istiyordum. Ne diyeceğimi şaşırdım. Özel içerikli bir mesajımizi abim görmüş, bu yüzden kavga ettik ilk kez tokat attı. O gün evden çıktım migren ağrısıyla dışarıda biryere çöktüm uyudum , sonra bir teyzemin yanına gittim onda kaldım.

Bir yılı geçti en son durum geceli, çok şükür ki çok daha iyiyim. Erkek arkadaşıma da ben birçok şey yaşattım , biriken öfkeyle, o da daha düşünceli biri şu anda.

Tekrar hayalim için uğraşıyorum ve artık ne olursa olsun hayallerimi bırakmayacağım. Ben ise tamamen öfkeden kurtulmuş değilim, çekingenlikten de ,aile konusunda da sürüden dışlanan kurt gibi hissetmeyi bırakamadım.

Ufak eleştiri bile ağır geliyor. Suçlu hissettiğim için kendim olmayı bırakmıştım, aileye uydum ama yok olmuyor. Ayaklarım üzerinde durmam gerekiyor başka türlüsü her şeye rağmen bana göre değil sanırım.

Velhasıl, insan kırıldığı yerden büyüyor. Öyle bı büyüyor ki… Ben hergun birine iyi geleceğim, geleceğim ki olaylardan bağımsız olarak iyilik yayabileyim. Kendimi eleştirirsem de güçlü bir elim olsun. Bu berbat his geçecek mi diye ağlayıp merak ederken, içimden “geçecek” gibi bir his dogmasini gülümseyerek hatirliyorum. İç ses, o pusulamiz olsun