34 yaşındayım. Uluslararası bir firmada, pazarlama müdürü olarak çalışıyorum. Firmanın aynı zamanda en genç pazarlama müdürüyüm. Kariyer hayatım başarılarla dolu. Boğaziçi Üniversitesini bursla kazanıp derece ile bitirdim. Hayatım boyunca çok çalıştım. Gece gündüz demedim ve çalıştım. Peki aynı başarıyı aşk hayatımda yakaladım mı? Hayır 🤦♀️ Daha doğrusu 32 yaşına kadar yakalamadım. Babasız bir ailede büyüdüm. Bu yüzden hep baba sevgisine muhtaç oldum. Hayatıma soktuğum bütün erkeklerde baba sevgisi aradım.
Daha kötüsü hayatıma giren bütün erkekler beni baba gibi sevecek sandım. Baba sevgisi nedir? Koşulsuz sevgidir. Sadece anneler ve babalar çocuklarını koşulsuz sever. Ama benim bunu öğrenmem 32 yaşımı buldu. Akıllı olmak kendini sevmek için yeterli değil.
Allahıma bin şükür çalışmam sayesinde ekonomik olarak özgürüm. Bu nedenle 30 yaşında terapi görmeye başladım. Kendime bütçeme uygun bir psikolog buldum. Tam 2 senelik bir terapi ardından şu an ki kocamla tanıştım. Hem de hiç beklemediğim bir zamanda. Ben ne zaman sorunlarımı çözdüm, o zaman ben oldum. O zaman biz olabilmeye hazır oldum.
Yazılarınızdan çok etkileniyorum. Bu yüzden kendi hemcinslerime şunu söylemek istiyorum; yanlış adamlara tapıyor olmak çocukluk ile alakalı olabilir. Mutlu bir ailede büyümüş olabilirsiniz, ancak çocuk aklı ufacık şeyleri travma olarak algılayabiliyor. Geçmişiniz ile barışmak için terapist tutun. İmkanınız yoksa eğer, mutlaka yazı okuyun, kitap okuyun, bu alanda yazı yazan içerikleri okuyun.
Ben hikayemi ilk defa buraya yazıyorum. Neden yazıyorum onu da bilmiyorum! Ancak bu yazıyı size ulaştırmak istedim.